CHP Grubunun önergesi üzerine meclis genel kurulunda konuşan Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, bazılarının gazetecilik sıfatı kullanarak teröre destek ve adli suçlardan hüküm giydiğini belirterek cezaevinde sarı basın kartlı sadece bir kişinin tutuklu bulunduğunu onunda adli suçlardan hüküm giydiğini vurguladı. Yurdunuseven, “Öncelikle Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangında vefat eden vatandaşlarımıza Cenabı Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Bizlerde halkın haber alma hakkı adına mücadele eden, gerçekleri yalnızca gerçekleri vatandaşımıza ulaştırmaya çalışan ve yaz-kış, soğuk-sıcak demeden tüm zorluklara rağmen görevini sürdürme kararlılığında olan gazetecilerin yanında ve destekçisiyiz. Bir kişiyi basın çalışanı olarak nitelendirebilmemiz için; bazı kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde adı basın çalışanı olarak geçmesi yeterli değildir. Sosyal Güvenlik Kurumunda kayıtlı meslekleri, T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kayıtlarına göre basın kartı sahibi olması gerekmektedir. Hükümlü tutuklulardan alınan yazılı beyanlar incelendiğinde, bazı hükümlü ve tutukluların basın faaliyetine ilişkin somut hiçbir bilgi bulunamadığı, bazı hükümlü ve tutukluların ise çeşitli kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde adı geçtiği ve kamuoyunda basın çalışanı olarak bilinmesine rağmen meslek beyanında basın çalışanı olduğunu beyan etmediği görülmüştür. Buna göre neredeyse basın çalışanlarından gazeteci olarak hükümlü bulunan cezaevlerimizde hiç kimse bulunmamaktadır. Ancak bir tek sarı basın kartı hükümlüsü var oda adli suçlardan tutuklu. Bazılarında bağımsız gazeteci, sınır tanımayan gazeteci, internet gazetesi gibi sarı basın kartı olmadan gazeteci sıfatı kullanarak teröre destek veya adli suçlardan hüküm giymiş kişilerdir” diye konuştu.
NEDEN GÖZALTINA ALINDILAR?
CHP Grubunun önergesinde bahsettiği gazetecilerin neden gözaltına alındığı hakkında bilgi veren Yurdunuseven şu ifadelere yer verdi;
“Burada CHP grubunun bahsettiği gazetecilerin neden gözaltına alındığına gelelim isterseniz. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan bir kısım soruşturmalarda ve mahkemeler nezdindeki kamu davalarında bilirkişi olarak görevlendirilen şahıslardan birinin 27 Ocak 2025 tarihindeki bir TV yayınında kendisiyle yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alıp yayınlanmak suretiyle ifşa edilmesi, ayrıca bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklanarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf edilmesi eylemlerine iştirak etme suçundan dolayı işlem yapılmıştır. Bakın Türk Ceza Kanunu’nun 133/3’üncü maddesi ne diyor; ‘Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.’
Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs ki Türk Ceza Kanunu’nun 277. Maddesi ne diyor; ‘Görülmekte olan bir davada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SADECE HÜKÜMET VE DEVLET KURUMLARINI KARALAYANLAR İÇİN Mİ GEÇERLİ?”
CHP için basın özgürlüğünün hükümeti ve devlet kurumlarını karalayan gazetecileri kapsadığını ifade eden Yurdunuseven, “CHP grubunun bahsettiği basın özgürlüğü ile örtüşmeyen, toplumu yanıltıcı ve yargılama sürecini etkileyici davranışları nedeniyle gözaltına alınan bu şahıslar her Türk vatandaşı gibi kanun önünde eşittir. Eşit bir şekilde ifade vermektedirler. Bir kimsenin gazeteci olması o kimselerin Türk Ceza Kanununda suç teşkil eden eylemleri işlemesini meşru kılmaz. Hayatları hükümetimizi ve genel başkanımızı muhalefet etmekle geçen ama bu olayda doğruları söylediği için yani yapılanın bir suç olduğunu ifade ettiği için şuan linç edilen haber spikerleri vardır. Sizin basın özgürlüğünden anladığınız sadece hükümet ve devlet kurumlarını karalayan gazeteciler için mi geçerli? Daha kendi cenahınızdan bir gazetecinin doğruları paylaşmasına tahammülünüz yok ki onları linç ediyorsunuz. Kaldı ki geçtiğimiz aylarda bu kadar basın özgürlüğüne sadıksınız; Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde bir gazetecinin CHP'li meclis üyesi tarafından öldüresiye dövüldüğü olayda CHP grubu bu gazeteciye niye sahip çıkmamıştır? Bu vesileyle CHP Grubunun önerisine hayır oyu vereceğimizi belirterek gazi meclisi saygıyla selamlıyorum” dedi.
